Günümüz teknolojisinde MR artık vücuttaki her organı değerlendirebiliyor. Başta nöroradyoloji olmak üzere, kas-iskelet radyolojisinde de çok detaylı bilgiler vermektedir. Bunların dışında yumuşak doku değerlendirmesinde de kullanılan oldukça başarılı sonuçlar veren bir işlemdir. Kanserli hastaların vücut taramaları MR teknolojisinde radyasyon olmadığı için rahatlıkla yapılabilmektedir. 

Bilgisayarlı tomografi, multidedektör teknolojisinin kullanıma girmesi ile önemli gelişmeler kaydederek görüntülemede yeni ufuklar açmıştır. Bunlardan en önemlisi; yüksek tanısal özellikteki görüntülerin en kısa sürede elde edilmesidir. Akciğer ve diğer kanser taramaları, beyindeki oluşumlar artık daha rahat yapılıp patolojiler kolaylıkla saptanabilmektedir.

Ultrasonografi ile vücudun değişik bölgeleri ses dalgaları kullanılarak görüntülenir. İç organlar, tiroid bezleri, yumuşak dokular, meme dokusunun değerlendirilmesi ultrasonografi ile yapılabilmektedir.

Meme kanseri, kadınlar arasında kanserden ölümlerin en sık nedenlerinden birisidir. Bu nedenle erken teşhis ve tedavi hayat kurtarıcıdır.Meme kanserinin erken teşhisinden kullanılan en önemli yöntem mamografidir.40 yaşın üzerindeki bayanlara doktorun tavsiyesi ile düzenli aralıklarla mamografi çekilir.Düzenli takibin önemi meme dokusundaki değişikliğin önceki incelemelerle karşılaştırılarak saptanabilmesidir.

Dört boyutlu ultrasonografi, ultrason teknolojisinin ulaştığı noktalardan yalnızca biridir. Özellikle gebelik ultrasonlarında anne karnındaki bebeğin küçük bir aralıktan gözetlenmesi, görsel bir şölen oluşturmaktadır.

 

İyi bir görüntü elde etmek için bebek yüzünün plasentaya yakın olmaması gerekmektedir. En iyi görüntüler 2. ve 8. aylar arasında elde olunmaktadır. Görüntüler CD’lere kaydedilmekte, böylece anne karnındaki macera ölümsüzleşmektedir.

 

Tanısal açıdan özellikle yüz, uzuvlar ve gövdedeki şekil bozuklukları değişik yönlerden gözlenebilmektedir. Elde olunan 4 boyutlu kesitler, hareketli olarak, istenen yönde çevrilmekte, her yönden kayıt edilebilmektedir. Hastanemizde son teknoloji ürünü 4 boyutlu ve Doppler’li US cihazıyla tetkikler gerçekleştirilmektedir. Hastalarımız arzu ettiği takdirde CD’lere kaydedilen görüntülerini raporlarıyla birlikte alabilirler.

Ultrasonografik incelenmede damar içindeki kanın akış yönünü ve akış hızını sayısal olarak incelemek mümkündür. Damar yapılarını değiştiren bu özel cihazlarla organları besleyen damarlarda darlık ve tıkanıklıklar izlenmektedir.

 

Dar olan bölgenin derecesi hesaplanıp ameliyatla veya ameliyatsız yöntemlerle genişletilip genişletilemeyeceği hastaya bildirilmektedir.

 

Bacaklardaki varislerde varisin hangi damar grubundan kaynaklandığı, derecesi bildirilip hekime operasyonun yeri ve şekli konusunda ayrıntılı fikir vermektedir.

 

Boyun bölgesindeki atar damarların Doppler USG ile incelemesiyle darlık olup olmadığı görülmektedir.

 

Baş dönmesi halinde veya tomografi, MR gibi diğer incelemelerde beyinde beslenemeyen alanlar tespit edildiğinde boyun damarlarındaki küçük kireçlenme plaklarının tespiti tanıda önem kazanmaktadır.

 

Hamilelik dönemindeki Doppler USG incelemeler günümüzde gittikçe değer kazanmaktadır.

 

Gebeliğin özellikle 25. haftasından sonra, fetüste gözle görülebilen hiçbir anormallik izlenmemesine rağmen ileride gelişebilecek streslerin, sıkıntıların, anne kamındaki gelişme geriliklerinin tahmini yapılmakta, kordon dolanma ve basılarının tanısı Doppler USG ile mümkün olmaktadır.

 

Bebeğe zararlı iyonizan radyasyon içermeyen bu yöntem sayesinde doğum öncesi, doğum sonrasında ve sonraki ilk 2 gün içindeki bebek ölümlerinin sayısının %35-40 oranında azaldığı bildirilmektedir.

 

Bilindiği gibi hipertansiyonun yüzde 95 nedeni bilinmemektedir (ailesel faktörler, stres, damar sertliği gibi faktörler bu grupta yer almaktadır). %5 tansiyon yüksekliği ise böbrek kökenlidir.

 

Böbrek damarlarındaki darlık ve tıkanıklıklar sonucunda oksijensiz kalan böbrekten üretilen hormonlar kan basıncını yükseltmektedir. Biz bu durumu "Renal Hipertansiyon" olarak adlandırmaktayız. Tedavi açısından Renal Hipertansiyon yüz güldürücüdür. Zira böbreğe giren daralmış damar tesbit edilirse operatif veya ameliyatsız girişimlerle açılabilmekte, hasta tansiyonunun 24 - 72 Saat içinde normale döndüğü bildirilmektedir. Doppler USG ile böbrek damarları ayrıntılı olarak incelenmekte eğer darlık bulunursa rapor edilemektedir.

 

Renal hipertansiyon tanısı erken dönemde ve yüksek doğrulukta konabilmektedir. Merkezimizde deneyimli ellerde, gelişmiş Doppler cihazları ile tüm Doppler tetkikleri gerçekleştirilmektedir.